25 Aralık 2012 Salı

tepenin ardı

25 Aralık 2012 Salı 0
yeni yönetmen emin alperin filmi...

tabii her sey de oldugu gibi bir filmde de nereden bakarsanız onu görürsünüz... ben girdiğim ve perdeyi gördüğüm ilk andan itibaren güneydoğuyu yaşamaya başladım filmde..gecirdiğim iki sene..öncesi sonrası hayatım...kazandıklarım kaybettiklerim...farkettiklerim edemediklerim...

bir yurdum köyünde (mersinin bir köyü) bir ailenin yaşadığı durum veya dram nasıl da 10 yılların 100 yılların sorununu anlatır derseniz filmi izlemelisiniz derim.

ötekileştirmeyi, kendi kendinden düşman yaratmayı, kuyruk acısını evlat acısını, bir süre sonra kimi niye öldürdüğünüzü bilmeden öldürmeyi vs. vs.....

tepenin ardını görüyorsunuz filmde...tepenin ardının ne demek olduğunu...

sahi siz kime düşmansınız?


22 Aralık 2012 Cumartesi

The Illusionist --sihirbaz kim?

22 Aralık 2012 Cumartesi 0
belleville'de randevunun yönetmeninden etkileyici bir animasyon daha...

bir kaybeden hikayesi...bir sihirbaz...eski günlerinde değil...

tutunamadığı fransasından bir tesaduf eseri iskocyaya gidiyor...orada sanatını icra etmek isterken hayatına giriyor kadın...

masumane başlayan doyumsuzluk metin arasında... bir yanda yaşam mücadelesi bir yanda yanılsama bir yanda bitmeyen istekler....

ve veda...

soru şu : sihirbaz kim?

19 Aralık 2012 Çarşamba

bir pazar günü..almodovar ikilemesi..

19 Aralık 2012 Çarşamba 0

volver ve the skin i live in...

2.geleneksel pazar filmleri kuşağımızda bu ay almodovara konuk olduk...konus onunla ve annem hakkında her seyden sonra bu filmlerle beraber almodovarı pekiştirmiş oldum...

almodovar deyince konu kadın tabii ki... volver biraz daha sosyo psikolojik, skin i live in ise çoğunlukla psikolojik bir yaklaşım kadın dünyasına, insana aslında...

ilk olarak skin i live in'i izledik...başından itibaren sizi içine alan farklı bir kurguya sahip...ortalarından itibaren iç kıcıklamaya ve sorgulatmaya başlıyor...önce masumane gördüğünüz tavırların içinde içine düşülen bunalımları ve bunun yansımalarını görüyorsunuz.. finale yaklaştığında ise nasıl yani sorusunun arkasında, sahi biz neye aşık oluruzu aramaya başlıyorsunuz...

öne çıkan karakter olmasın herkes filmlerde kendi kahramanını bulsun diyen ben, sondaki kadın kahramanlığı vurgusuna sessiz kalarak sempati duydum...

sonrasında volverin içinde bulduk kendimizi... kadın penelope olunca konsantrasyon haliyle zor...konsantre olunca da akış başladı... bu arada ben akrabalık ilişkilerini kaçırıp filmin sonuna kadar bu kim bu kim diye sorunca dalga konusu oldum o da ayrı...

yine geçmiş bir hikaye ve şimdiki zaman kahramanları...düğümün içine girdikçe hikayeler bir bir çözülüyor ve final tablosunda yine mağdur, yine kahraman kadınlar...

filmden arda kalan filmin içinde bir şarkıda gizli aslında...


volver...

ötesinde acılarımın eşiğinin,
hatalarımın ve başarısızlıklarımın,
geçmişin acılarının
ve unutulan aşkların ardından

bir zamanlar sahip olduğum masumiyetten sonra
geçen yılların ironisin ardından
tüm arta kalan, devasa soğukluk
hayalkırıklıklarının derin üzüntüsü

ve sen hayatıma güneş gibi gel ki
aşkın narin berraklığı gibi olsun
sabah rüzgarı*nın kokusu gibi
acılarımı sonsuza dek sil

yeniden sevmek
bir kez daha sende doğmak
senin bakışında
yalnızlığımın gölgelerini
senin ışığınla aydınlatarak

yeniden sevmek, hissetmek yeniden
benimle kalacağını
beni terketmeyeceğini
ve bu yüzden
bana verdiğin güzel aşkı yaşayabilirim


soru şu :  neye aşıksın?


16 Aralık 2012 Pazar

nilgün belgün - aşk ve komedi...

16 Aralık 2012 Pazar 0

kendi hayatını anlattığı müzikli gösterinin adı aşk ve komedi..

nilgün belgün deyince aklıma gelen ilk şey enerji.. oyunda da bunu sonuna kadar hissediyorsunuz...oyunculuğunu ve programlarını cok takip etmesem de içten içe merak ettiğim bir insandı... bu enerjinin bi kökeni olmalıydı :)

oyunda bunu cok rahat alabiliyorsunuz ama altta kendi kitabından yaptığım alıntı ne demek istediğimi daha güzel anlatacaktır.

"Çocuktum. Korka korka girdiğim ameliyattan yeni çıkmıştım, bademciklerimi almışlardı. Halsiz ve bitkindim, her yanım ağrıyordu. Canım acıdığı için konuşamıyordum da… Ama hiçbiri umurumda değildi; hayatımın en mutlu anlarının tadını çıkarıyordum. O gün ilk kez dondurma yiyebilmiştim. Bugün her dondurma yiyişimde hastanenin kapısından girerken annesinin eline sıkı sıkı yapışmış tir tir titreyen küçük Nilgün geliyor gözlerimin önüne; gülümsüyorum. Korka korka girdiğim hastaneden güle oynaya, elimde dondurma külahıyla çıkmıştım, düşünsenize… Küçük Nilgün büyüdü ama değişmedi. Ben değişmedim. İyiliğim adına bile olsa, yasaklardan her zaman nefret ettim. Mutluluk benim için hastane odasında yediğim o ilk dondurma gibi oldu. Ya canımı yakacak bir olayın ardından geldi ya da bir yasağı deldiğim zamanlarda… Şimdi artık iyi biliyorum: Başımıza gelen kötü olaylar hiç de sandığımız kadar kötü olmayabilir. Yüzümüze kapanan her kapı bize başka ve daha aydınlık bir kapıyı açacaktır."  

gizemi de bozmak istemiyorum bir taraftan, aslında çıkarken düşündüğüm ve sizlerle paylaşacağım şu cümle her şeyin özeti diyebiliriz...

son cümle : "bir kere sevmeyin hep sevin..."




11 Aralık 2012 Salı

Social network...

11 Aralık 2012 Salı 0
Yine gercek bir hikaye... Sosyal ag.. Facebookun kurulus hikayesi..

ikinci kez izledim..ilkinden bi sey anlamdiysam demek ki ikinci kez izledigimde daha cok hosuma gitti :)

Bi kere bastan sona fikirin calinti mi degil mi sorusu ekseninde bir etik tartismanin icinde buluyorsunuz kendinizi.

Dahiyane fikirlerinizi koruma hissi uyanabilir filmden sonra..

Ikinci olarak dikkatimi ceken sey sinirlarimiz oldu. Hani insan belirli desibelin altini duyamaz ya yarattigi seyin buyuklugunu de belirli seviyenin ustunde tahmin edemiyoru goruyoruz filmde.

Burada asil kahraman markdan ziyade filmde bir kaybeden olarak lanse edilen finans mudurune takildim ben.

Sizce nasil bir psikolojidir onun yasadigi? Basarisiz midir? Sinirlarini bilen mi bilemeyen mi biridir?

Son cumle...Her basarili erkegin arkasinda bir kadin vardir yine mi dogru cikar arkadas :)

9 Aralık 2012 Pazar

pazar şiirleri-1

9 Aralık 2012 Pazar 0
ilki ustadan...

PİA

ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
içlenip buzlu bir kadeh gibi
buğulanıp buğulanıp durmasam
ne olur sabaha karşı rıhtımda
çocuklar pia'yı görseler
bana haber salsalar bilsem
içimi büsbütün yıldız basar
bir hançer gibi çıkıp giderdim

ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum
üstelik parasızım pasaportsuzum
ne olur sabaha karşı rıhtımda
seslendiğini duysam pia'nın
sırtında yoksul bir yağmurluk
çocuk gözleri büyük büyük
üşümüş ürpermiş soluk
ellerini tutabilsem pia'nın
ölsem eksiksiz ölürdüm

Attila İLHAN


8 Aralık 2012 Cumartesi

argo operasyonu...

8 Aralık 2012 Cumartesi 0
gerçek hayat hikayelerinden uyarlanan filmlere zaafım var...izlerken içine daha kolay giriyorum..yarattığı duygusal etkiler de daha büyük oluyor..

argo operasyonu da 1979'da İran'daki Amerikan Elçiliğindeki görevlilerin rehin alınmasını anlatan gercek bir hikayeden uyarlama film..

tahmin edeceğiniz üzere yine bir holywood ironisi...

cia kahraman, abd masum ve mağdur ülke, ortadoğulular kaba ve gaddar insanlar...

eğer filmi bu kabullere kendinizi kaptırmadan izleyebilecekseniz ne ala...

bu atmosferin içinden bir grup insanın hikayesi çıkıyor filmde karşımıza..

çıkarılacak sonuclar, tartışılacak konular var : karar anlarında sizler ne yapardınız, cesaret nedir vb...

ama dediğim gibi bir holywood klasiği : en güzel insan hikayeleri bile ağızda bir kahramanlık öyküsü tadıyla bitiyor...

ben affleck'in bağımsız sinemacı olabileceğine dair umutlarım vardı.. bu film o anlamda beni üzdü..ama şunun da hakkını vereyim kurgu gayet başarılı, gerilimi damarlarınıza kadar hissediyor ve filmi soluksuz izliyorsunuz..

şu masum soruyla bitireyim yazımı :  filmdeki kahraman kim sizce?






yola çıkmak...

müzik,şiir,sinema,kitap,tiyatro kısaca hayatımız ile tekrar yollardayız....uzun uzun bi başlangıç yazısı yazayım dedim önce... sonra da dedim ki yolda konusuruz...


 
ŞEHRİN IŞIKLARI ◄Design by Pocket, BlogBulk Blogger Templates