31 Mart 2013 Pazar

güneşli pazartesiye -11...öteki yarı...

31 Mart 2013 Pazar 0
Başlangıçta üç cinsiyeti vardır insanın…dişi,erkek,hermafrodit (erkekle kadının birleşimi) ….
Üçüncü cinsin dört eli dört ayagı vardır…yuvarlak bir boyun uzerinde, ortak bir kafada, iki yüzü, dört kulagı vardır, butun diğer ogeler de cifttir..

Bunlar hızlı gitmek istediklerinde yuvarlanırlar sekiz ogelerinin ustunde… Güçleri kuvvetleri
çok  yüksektir, yüksek de  düşünceleri vardır….Göklere bir yol açmayı tanrılara ulaşmayı hayal ederler…

Zeus ile diger tanrılar bu hayalden haberdar olurlar ve bunu engellemeye karar verirler… yıldırım gonderip cinslerini yok etmeyi düşünürler…ama o zaman kendilerine kurban veren ve saygıda kusur etmeyen insanlar da ölecektir… ama bunların da sınırları aşmalarına izin veremezler…

Sonunda Zeus bir çözüm bulur ve der ki:

“Şimdi bunların her birini iki yarıya bölecegim, o zaman daha zayıf olacaklar. Yaşamaya ve bana itaat etmeye devam edecekler…”

bunu soyledikten sonra bu ücüncü cins insanları ikiye böler ve Apollona talimat verir. Yüzü ve bölünmüş boynu tersine cevirtir, ki böylece insan kendi bölünmüşlüğünü görebilsin ve daha erdemli olsun…

İşte insanlar dogal bicimleri ikiye bölünmüş oldugundan, her bir yarı oteki yarısını özler ve bir araya gelebilirlerse, birbirlerine sarılırlar ve yeniden birleşmeye calişirlar…

Boylelikle insanların arasına EROS girer…Bu da ikiden bir yapma cabası ve insanın başlangıctaki yarısını yeniden kurma istegidir.

Her birimiz bir insanın parcasıyız… cünkü birken ikiye bölünmüş ve iki olmuşuz…

Bu yuzden her bir yarı öteki yarısını arar….*


öteki yarılara..
güneşli pazartesiler...

*hikaye kaynağı : oruç aruoba-ile...

24 Mart 2013 Pazar

güneşli pazartesiye-10...çocuklar,gülen yüzleri,umudum..

24 Mart 2013 Pazar 0

güneydoğuyu yazacaktım yine...iyi de hazırladım kendimi...ama ahmet mümtaz üstad öyle bir yazmış ki cumartesi günü onun üstüne yazamam dedim bu hafta...

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22877783.asp

bu yazı bana iki sene önce yazdığım bir yazıyı hatırlarttı...şimdi küçük gördüğümüz yeşeren umutların neler yaratabileceğini hatırlattı..o çocuk gülüşün her türlü siyasetin üstünde olduğunu hatırlattı..


"bir ogretmen...köy ogretmeni...aşkla geldigi köy okulunda sadece 9 ogrencisi oldugunu ogrenir..okulun acılması icin olması gereken rakam 10'dur...(hayat ince bir cizgidir...) cobanın iki cocugu yetişir imdadına sayı 11 olur...taa ilkokuldaki hayali gercek olmuştur...köy goncalarına merhaba der...

ilk iş sergi açarlar...11 cocuk...350 resim...ardından ikinci ucuncu sergiler... tuvalleri dolduran cocuk hayaller...

annesine söz vermiştir...anlamazlarsa bir daha anlatacagım..bir daha anlatacagım...guzellikle anlatacagım, sefkatle anlatacagım....goncalarının yanaklarından aldıgı bir bıdıktır başarısının tılsımı...

halk oyunları ekibi kurarlar...bütün okul ekiptedir cunku katılım şartı en az 10 kişidir...2000 kişinin önüne yurekleri yerinden cıkacak ekipleri fahri birinci olur...

tarım dersleri uygulamaları...saglık uygulamaları...yaparak yaşayarak ogrenme...

seslerini duyanlar olur...yardımlar başlar...hatta oyle hale gelir ki 11 kişilik okulun 8 tane kardeş okulu olur....ardından kurulan goncalar solmasın dernegi... ve yardımlar 4000 cocuga ulaşır....

şenlikler, 23 Nisan kutlamaları, balonlar, uçurtmalar.... okul kapanır bir süre sonra ...Hacı ogretmenin sevdası bitmez...dalga dalga yayılır...yeni yerinde uygulamalarına devam eder...

cunku o dogaya inanmıştır....cocugunun ayagına konan tırtılın teşekkure geldigine inanmıştır...cunku o topaçların, bilyelerin, ucurtmaların büyüsüne inanmıştır...yuregini katmış ve başarılı olmuştur....

onun ogretmen oldugunu goremeyen annesine en büyük hediyesidir bu cocuklar ve yeserttigi umutlar..."

bir şeyleri düşünürken yüreğinizi elinize aldığınız bir hafta olsun...

güneşli pazartesiler...

yukarıdaki hikayenin kahramanı hacı öğretmenin tedex konuşması : http://www.youtube.com/watch?v=d3j4EjmtzPc


19 Mart 2013 Salı

güneşli pazartesiye-9...izmir...

19 Mart 2013 Salı 0

lise yılları bitti başladı gurbet...(gerçi lise de kendi içinde gurbetti ama neyse)...uzakta bir sevgiliydi izmir...namussuz güzeldi de..vazgeçemiyordun..önce ankara, peşine beş altı şehir daha...özlemin adı oldu memleket...

yola çıkarsın içinde bir huzur...yolculuk boşlukta geçer...kulağımda en güzel ezgiler..en sevdiğim kitapları yola saklardım..o zamanlar uyumazdım, sürekli ışığı açık gıcık yolculardandım...okudum hep, bir o kadar da yazdım...

otobüs atatürk heykeline geldi mi bilirsin ki aşağısı deniz, aşağı körfez...yüzde anlamsız bir gülümseme, fonda sezen aksu ne kavgam bitti ne sevdam...az ilerisi anam,kardeşim,babam...

ne yaptığının zamanı nasıl geçirdiğinin önemi yoktur izmirde, kordonu,karşıyakası,denizi yeter insana...renkler bi canlanıverir, insanlar güler olurlar...

her defasında bir daha dönmeyeceğimi geçirirsin içinden...üç günlük dünya...sonra hala sırrını çözemediğim bir güç alır koparır seni... zorunluluk ne demekse? gitmek zorundasındır..

"Yolun yurdun olmuşsa, kalmak gurbettir... Git..."...herhalde bundan...

giderken bile gülümseten bir şehir...çünkü bilirsin ki döneceksin..bilirsin ki son burası...gülerek dönersin...içinde bir huzur, bir boşluk hissi....

izmirdeydim bu haftasonu...

güneşli pazartesiler...

13 Mart 2013 Çarşamba

No...Chile la alegria ya viene...bir algı devrimi hikayesi...

13 Mart 2013 Çarşamba 0
askeri darbe ile iktidara gelen pinochet'nin  15 yıllık iktidarının kaderi ülkede yapılacak olan referanduma bağlıdır...muhalefet diktatörten kurtulmanın yollarını aramaktadır...

sıradışı bir reklamcı ile anlaşma yoluna giderler...bir süre sonra hazırlanan taslak çalışma kemik muhalif ekipçe büyük tepki çeker...çünkü yaşanan onca acılara rağmen hayır (NO)  kampanyasının ana teması mutluluktur. Şili'ye mutluluk gelecektir..

filmin bence en ilgi çekici diyaloğu reklamcı ie onun akıl danıştığı ustası arasında geçmektedir. usta der ki şu anki sistemin mağduru kim? reklamcı der ki : çocuklarını kaybeden yaşlılar ile, düşüncelerini ifade edemeyen gençler.. bunun üzerine usta : o zaman biz öyle bir ürün düşünmeliyiz ki hem genclere hitap etsin hem de yaşlılara... ürün mutluluktur...slogan :  Chile la alegria ya viene >>>  (Şili, mutluluk geliyor...)

NO kampanyası başarılı olur ve referandum sonunda acılarla dolu pinochet iktidarı sona erer...

filmi mutlaka ama mutlaka izleyin diyerek bir buradan bir pratik çıkarıma geçmek istiyorum...

Benzer bir iletişim ve algı yönetimi örneğini en son yerel seçimlerde Antalya'da gördük.. Antalya'da ana muhalefet partisi adayının seçim çalışmasını yürüten Ateş İlyas Başsoy'un "Akp Neden Kazanır Chp Neden Kaybeder" kitabını okuyun derim...Akp'nin adayının kazanmasına kesin gözle bakılırken sürpriz bir şekilde Chp Antalya'da yerel seçimleri kazandı ve kitabın yazarı ve reklam kampanyasının baş sorumlusu zat'ın Ana Muhalefet Partisi lideri adını bilmez iken, kendisini ilk görüşmeye çağıran ve genel seçimlerin kampnyasını yürütmeyi teklif eden şu anki hükümetin başındaki kişi oldu... bu da bize gösteriyor ki neyi nasıl kazandığını bilmeyen bir ana muhalefete bel bağladık gidiyoruz, çaresizce...şu anki %51 oyun sebebi de sadece kömür torbaları değilmiş...

bir de tabii kazandıktan sonra ne oldusu var işin? bakınız adına devrim denen algı yönetimi ile  hükümetleri değişen üçüncü dünya ülkeleri...

burada da şunu sormak gerekiyor peşinden, iyi güzel algıyı yönettiniz, istediğinizi elde ettiniz de peki bir hayaliniz var mı? insanlara anlatacağınız bir hikayeniz var mı? pratiğiniz 21.yy'ın sorunlarını çözüyor mu? yoksa 20 yy'ın teorilerinde, kahramanlık öykülerinde mi kaldınız?

vakit 20. yüzyılın teorisi ile oyalanmak vakti değil 21.yy'ın pratiğinden ders çıkarma vaktidir dostlar...

yeni şeyler söyleyeceğimiz günlere...

10 Mart 2013 Pazar

güneşli pazartesiye-8...chavez'den müslüm babaya hasta la victoria...

10 Mart 2013 Pazar 0
bugun geldiğim noktada değil kitleleri arkamdan sürüklemek karşımdaki bir kişiyi farklı bir şeye inandırmak bile bana çok iddialı gelirken, bunu sanatıyla ve siyasetiyle başarmış iki değeri kaybettik bu hafta...

biri müslüm baba biri chavez..

iki cümle bir şeyler yazayım istedim haklarında, düşünürken bambaşka yerlerde buldum yine kendimi...

devrimden canlı yayın belgesiyle tanıdım daha çok chavezi...hayatını halkına adamış bir değer...ne yaptı diye soranlara bir çok şey yazılabilir, kısaca medyada yer almayan cenaze fotograflarına bakarlarsa görecekler...toprağı bol olsun..

yine bu belgeseli izlediğim dönemde girdi hayatıma müslüm baba; hasret rüzgarları, hangimiz sevmedik, itirazım var...o zamana kadar dışarıda tuttugum bir dünyanın sesini anlama şansı verdi bana...bu toprağın sesi idi...toprağı bol olsun..

velhasıl yazarken kendimi bulduğum yer.. aynı dönem dilimden düşürmediğim muharrem ertaşın ses verdiği dadaloğlu türküsü... 


Kalktı Göç Eyledi Avşar Elleri

Kalktı göç eyledi Avşar elleri, 
Ağır ağır giden eller bizimdir. 
Arap atlar yakın eder ırağı, 
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir. 

Belimizde kılıcımız Kirmani, 
Taşı deler mızrağımın temreni. 
Hakkımızda devlet etmiş fermanı, 
Ferman padişahın,dağlar bizimdir. 

Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur, 
Öter tüfek davlumbazlar vurulur. 
Nice koçyiğitler yere serilir, 
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir


başka türlü şeylere inandığınız bir hafta olsun...

güneşli pazartesiler...

3 Mart 2013 Pazar

güneşli pazartesiye-7.....lilith'in hikayesi

3 Mart 2013 Pazar 0



Lilith, Ademin Havvadan önceki eşi..ikisi de balçıktan yaratılır tanrının verdigi nefesle...fakat Adem her alanda Lilithden üstün oldugunu düşünür. Lililth buna karşı cıkar....Tanrı ikisini de eşit yaratmıştır. Tartışırlar...Adem'in şiddetinden çekinen Lilith Tanrıya sığınır. Lilith'in güzelliğinden etkilenen Tanrı ona gizli adını bahşeder.. gizli adı bilmek büyük güce sahip olmak demektir.. Bu güçle Lilith tanrıdan kanat ister..ve uçarak Kızıldeniz'e gidip orada yaşamaya başlar...

Adem Tanrı'dan Lilith'i geri ister. Tanrı Lilith'i ikna etmek icin 3 melek gorevlendirir...ancak Lilith geri dönmeyi kabul etmez....meleklerin tehditleri bile Lilith'i ikna etmeye yetmez.

Lilith'in Ademe yar olmayacagını anlayan melekler anlaşmaya varırlar...Lilith çolde yaşamaya devam edecektir. Melekler de ona karışmayacaklardır.

Bütün bu olanlar üzerine Tanrı Adem'e eş olması icin Havvayı yaratır. Bu sefer balçık yerine Adem'in kaburga kemiğinden yaratır ki bir daha böyle sorunlar yaşanmasın.....

"Hayatınız seçtiğiniz kadındır..
Zevkli bir kadına rastlarsanız,ZEVKİNİZ,
bilgili bir kadına rastlarsanız BİLGİNİZ,
zeki bir kadına rastlarsanız ZEKANIZ gelişir.
Hayat kat kattır.
Babil'in Asma Bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür.
Ve bugün durduğunuz teras , seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat yanınızdaki kadının terası, manzarası ve hayatıdır.
Hayatınız seçtiğiniz kadındır."

8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz şimdiden kutlu olsun...

güneşli pazartesiler...
 
ŞEHRİN IŞIKLARI ◄Design by Pocket, BlogBulk Blogger Templates