volver ve the skin i live in...
2.geleneksel pazar filmleri kuşağımızda bu ay
almodovara konuk olduk...konus onunla ve annem hakkında her seyden sonra bu
filmlerle beraber almodovarı pekiştirmiş oldum...
almodovar deyince konu kadın tabii ki... volver
biraz daha sosyo psikolojik, skin i live in ise çoğunlukla psikolojik bir
yaklaşım kadın dünyasına, insana aslında...
ilk olarak skin i live in'i izledik...başından
itibaren sizi içine alan farklı bir kurguya sahip...ortalarından itibaren iç
kıcıklamaya ve sorgulatmaya başlıyor...önce masumane gördüğünüz tavırların
içinde içine düşülen bunalımları ve bunun yansımalarını görüyorsunuz.. finale
yaklaştığında ise nasıl yani sorusunun arkasında, sahi biz neye aşık oluruzu
aramaya başlıyorsunuz...
öne çıkan karakter olmasın herkes filmlerde
kendi kahramanını bulsun diyen ben, sondaki kadın kahramanlığı vurgusuna sessiz
kalarak sempati duydum...
sonrasında volverin içinde bulduk kendimizi...
kadın penelope olunca konsantrasyon haliyle zor...konsantre olunca da akış
başladı... bu arada ben akrabalık ilişkilerini kaçırıp filmin sonuna kadar bu
kim bu kim diye sorunca dalga konusu oldum o da ayrı...
yine geçmiş bir hikaye ve şimdiki zaman
kahramanları...düğümün içine girdikçe hikayeler bir bir çözülüyor ve final
tablosunda yine mağdur, yine kahraman kadınlar...
filmden arda kalan filmin içinde bir şarkıda
gizli aslında...
volver...
ötesinde acılarımın eşiğinin,
hatalarımın ve başarısızlıklarımın,
geçmişin acılarının
ve unutulan aşkların ardından
bir zamanlar sahip olduğum masumiyetten sonra
geçen yılların ironisin ardından
tüm arta kalan, devasa soğukluk
hayalkırıklıklarının derin üzüntüsü
ve sen hayatıma güneş gibi gel ki
aşkın narin berraklığı gibi olsun
sabah rüzgarı*nın kokusu gibi
acılarımı sonsuza dek sil
yeniden sevmek
bir kez daha sende doğmak
senin bakışında
yalnızlığımın gölgelerini
senin ışığınla aydınlatarak
yeniden sevmek, hissetmek yeniden
benimle kalacağını
beni terketmeyeceğini
ve bu yüzden
bana verdiğin güzel aşkı yaşayabilirim
hatalarımın ve başarısızlıklarımın,
geçmişin acılarının
ve unutulan aşkların ardından
bir zamanlar sahip olduğum masumiyetten sonra
geçen yılların ironisin ardından
tüm arta kalan, devasa soğukluk
hayalkırıklıklarının derin üzüntüsü
ve sen hayatıma güneş gibi gel ki
aşkın narin berraklığı gibi olsun
sabah rüzgarı*nın kokusu gibi
acılarımı sonsuza dek sil
yeniden sevmek
bir kez daha sende doğmak
senin bakışında
yalnızlığımın gölgelerini
senin ışığınla aydınlatarak
yeniden sevmek, hissetmek yeniden
benimle kalacağını
beni terketmeyeceğini
ve bu yüzden
bana verdiğin güzel aşkı yaşayabilirim
0 kişi yakalandı:
Yorum Gönder