26 Eylül 2013 Perşembe

gönül dağının garibi...neşet ertaş...

26 Eylül 2013 Perşembe
çok geç tanıdım ankaradaydım...

Sakal'dayım...çileli ankara yıllarında kendim olabildiğim, dostlarla sohbetin derinlerine daldığım, mabedim... 

bir akşamüstü sesini duydum...bir sese aşık olunur mu? evet bunun adı aşk, başka kelime gelmiyor aklıma... mühür gözlümü o değil de yüreğimden bir ses söylüyordu sanki...

böylece tanıştık... hayat macera üstüne macera...bir tarafta hep onun sesi...kimi bir rakı masasında haydar haydardır , kimi efkarda zülüf dökülür yüze, kimi neşelenirsin al yanak allanır...

illa ki ahirim sensindir... cahilizdir dünyanın rengine kanmışızdır...

hayat hikayesi dersdir anlayana.. gönül dağının garibidir o...
bu nasıl bir varoluştur... bu nasıl bir duruştur.. mütevazilik, ağırbaşlılık...
konserde ceketini çıkarırken seyirciden izin isteyendir o...

yokluk, yoksulluk hepsini görmüş, tatmışdır... babasının saz çalarak kazandığı parayla eve gelen tavuğu bir mahalle paylaşırlar, etini yemez suyuna banarlar ekmeği....ama her cümlesinde ima eder ki yokluktur adamı adam eden...

o nasıl bir leyla sevdasıdır... amanın leylayı kıskanır insan... aşkın her hali onun dizelerinde...ne olur ölmeden öldürme beni beni benidir isyanı özlemin...

siirtin dağlarına karşı sesimdir... dağlar dağladı beni, gören ağladı beni, ayırdı zalim felek, derde bağladı beni; marşımdır...babasına geçerim oradan kalkar göçer avşar elleri...olsun varsın ferman padişahınsa dağlar bizimdir...

içimdeki derttir, onun sesini canlı duyamamak, gidişi canımı yakmıştır...

varlığı geçmişim mirasım , insanlığı geleceğim umudumdur... 



sana ne desem az, ne söylesem boş, kelimeler boğazıma düğümleniyor...

sel gider kum kalır... hep yaşayacaksın...sesin yüreğimizin sesi...

ışığın bol olsun...

0 kişi yakalandı:

 
ŞEHRİN IŞIKLARI ◄Design by Pocket, BlogBulk Blogger Templates